27 Temmuz 2020 Pazartesi

Zerdeçal


Çin ve Hindistan’da yaygın olarak yetişen zerdeçal zencefil ailesinin bir üyesidir. Tonik ve kan temizleyicisi olarak kullanılan zerdeçal özellikle kozmetik sektöründe kullanılır. Krem ve banyo sabunu yapımında kullanılan zerdeçal kesik, yara ve yanıkları kısa sürede iyileştirir.




Zerdeçalın faydaları nelerdir?


1-KANSERİ ÖNLER: Zerdeçal içinde yer alan curcumin maddesi kanser hücrelerinin ölümünü hızlandırır. Tümörlü kanser hücrelerinin bölünmesini durdurur.

2-HAFIZAYI GÜÇLENDİRİR: Kahvaltıda 1 gram zerdeçal tüketimi diyabetin ilk evresinde ve bilimsel becerilerinde azalma bulunan kişilerin hafızasını güçlendirdiği tespit edilmiştir. Hintliler her gün kahvaltıda 1 gram zerdeçal tükettiği için Hintlilerde akciğer, meme, böbrek kanserleri görülme sıklığı daha azdır.

Zerdeçal Kullanımı


Zerdeçal yağda çözünen bir bitkidir. Bu özelliği sayesinde içerisindeki faydalı bileşenler vücudumuz tarafından alınır. Zerdeçalı yemeklerde kullanırken çok dikkat etmelisiniz.  Zerdeçal karabiber ile birlikte kullanıldığı zaman biyo-yararlılığı artar. Bu yüzden zerdeçal ile karabiberi yakın yerlerde bulundurmayın.


26 Temmuz 2020 Pazar

Şifalı Bitkiler Nerede Nasıl Kullanılmalı?


MORARMALAR İÇİN: Bir tarafınızı bir yere çarptığınız zaman derinin altındaki kılcal damar çatlar. Deri altına kan yayılarak o bölgenin morarmasına neden olur. Buz şişlikleri indirirken maydanoz ise morarmaları iyileştirir. Bu ikiliyi karıştırarak berelenme ve çürüklerin ilacı hazır demektir. Bir avuç maydanozu 1 bardak su içine yarı erimiş kar görüntüsü alana kadar blendırda karıştırın. Buz kalıplarını yarısına kadar doldurun. İnce bir beze sardığınız maydanozlu buzu berenin üzerinde gezdirin. Maydanozlu buz küçük yanıklarda da işe yarar.

AĞIZ KOKUSUNU İÇİN: Kendine özgü tadı ve kokusu ile nane ağız kokusuna neden olan mikropları öldüren güçlü bir antiseptiktir. İhtiyaç duyduğunuz her an nane çayı içerek ağız kokusundan kurtulabilirsiniz.



KEPEK İÇİN: Kepek sorununu gidermek için kekik kullanabilirsiniz. 4 çorba kaşığı kuru kekiği 2 bardak su içine atıp 10 dakika kaynatın. Süzgeçten geçirip soğumasını bekleyin. Elde edilen kekik suyunu saçlarınıza masaj yaparak sürün. Kepek için diğer bir şifalı bitkimiz biberiyedir. 1 fincan kaynar suyun içine 2 çorba kaşığı biberiye atarak kuvvetli bir biberiye çayı yapabilirsiniz. Bu çayı 20 dakika demleyin. Demleme işinden sonra süzüp soğumasını bekleyin. Çayın içine birkaç damla biberiye yağı damlatın. Bu çayı saçınızı şampuanladıktan sonra durulama suyu olarak kullanın.

İSHALİ İÇİN: Şiddetli ishal durumlarında vücut susuzluk tehlikesi ile karşı karşıya demektir. Tarçın ishali kısa sürede keser. Kurutup toz haline getirilmiş olan tarçını 1 bardak su içine katıp 10 dakika demlemeye bırakın. Tarçını bu şekilde ishal kesilinceye kadar kullanabilirsiniz.

ATEŞ DÜŞÜRMEK İÇİN: Civanperçem gözeneklerinizi açıp terlemenizi sağlar. Ateş düşmesine yardımcı olan uçucu yağlar içerir. Fincan içine 1 çorba kaşığı civanperçem katıp 10 dakika boyunca demleyin. Bu çaydan 2 fincan içince terlemeye başlarsınız. Terlemeye başlayınca yeteri kadar içtiğiniz anlamına gelir. Ateş düşüren bir diğer bitkimiz mürver çiçeğidir. Üşütme ve nezle nedeniyle oluşan yüksek ateşi kısa sürede düşürür. Yüksek ateşi dindirmenin yanı sıra burun tıkanıklığını da açmaya yardımcı olur. Kurutulmuş mürver çiçeğinden çay yapmak için 1 fincan içine 2 çay kaşığı bitki koyup üzerine kaynar su doldurun. Üstünü bir bezle kapatıp 15 dakika demlemeye bırakın. Günde 3 fincan tüketebilirsiniz.

GAZ SORUNU İÇİN: Fazla gaz karın ağrısına yol açar. Gaz sorunundan kurtulmak için 1 çay kaşığı rezene tohumu çiğneyin. Rezene vücutta biriken gazın çözülmesini saplar. Kas spazmını gevşeterek sindirim sistemini rahatlatır. 

BAŞ AĞRISI İÇİN: Zonklayan baş ağrısından kurtulmak istiyorsanız zencefil çayı tüketmelisiniz. Başınızdaki zonklayan damarı yatıştıran zencefil vücudun ağrı algılayıcı kimyasallarının üretimini yavaşlatır. Zencefil çayını hazırlamak için yarım çay kaşığı zencefil 1 fincan sıcak suyla karıştırın.

YÜKSEK TANSİYON İÇİN: Sarımsak kandaki kolesterolü ve yüksek tansiyonu düşürmek için kullanılır. Bolca taze sarımsak tüketip günde iki kez 320 miligram sarımsak özsuyu için.

MİDE EKŞİMESİ İÇİN: Spazm önleyici zencefil mide kaslarını rahatlatıp mide asidinin yukarı çıkmasını önler. Tadı çok keskin olan zencefil midesi hassas olanlara yaramayabilir. Yemeklerden 15 dakika önce 1 bardak zencefil çayı tüketin. Zencefili hem kök hem de toz halinde kullanabilirsiniz.

ADET SANCILARI İÇİN: Adet sancılarını dindirmek için kara alıç tüketebilirsiniz. 1 fincan içine 2 çay kaşığı kurutulmuş kara alıç ekleyin. 10 dakika kaynadıktan sonra soğuması için bekletin. Günde en az 3 defa için. Şiddetli ağrı çekiyorsanız adet döneminden birkaç gün önce bu çayı içmeye başlamalısınız.

İDRAR YOLLARI ENFEKSİYONU İÇİN: Çok iyi bir idrar sökücü olan maydanoz idrar yollarında meydana gelen enfeksiyonu kısa sürede iyileştirir. Çay yapmak için 1 dal ezilmiş maydanozu 1 bardak kaynar suyun içine katın. 10 dakika demlenmesini bekleyin. Enfeksiyon geçene kadar günde 2 bardak tüketin.

BOĞAZ AĞRISI İÇİN: C vitamin bakımından zengin olan kuşburnu boğaz ağrısını kısa sürede iyileştirir. Çay olarak tüketildiğinde kana hızlı bir şekilde karışan kuşburnu boğazda meydana gelen tahrişleri yok eder. Bir kaba 2 çorba kaşığı kuşburnu koyup 1 bardak su ekleyip 30 dakika kaynatın. Kahve filtresinden geçirerek süzdürün. İçine taze sıkılmış limon suyu ve bal koyun. Karışımı günde 3 defa tüketin. Boğaz ağrısı için adaçayı ve okaliptüs karışımı çay da tüketebilirsiniz. Bu karışımın içinde yanmayı engelleyen anti bakteriyel özellikler sayesinde boğaz ağrısı yatışır. 250 ml kaynamış suyun içine 2 çay kaşığı adaçayı ve okaliptüs yaprağı atıp 20 dakika demleyin. Soğuduktan sonra gün içinde ihtiyaç duyduğunuz her an gargara yapın.

HAFIZA İÇİN: Unutkanlık ve adapte olma sorunu çeken kişiler biberiye yağı koklaması gerekir. 1 mendil içine birkaç damla biberiye yağı damlatıp koklayın. Cebinizde veya çantanızda taşıyıp ara sıra koklamak hafızaya iyi gelir. Bu bitkinin hafıza ve konsantrasyonu iyileştirici özelliği vardır.

SOĞUK ALGINLIĞI İÇİN: Zencefil içinde virüs öldürücü maddeler yer alır. Bu maddeler enfeksiyonu önleyip, ağrıyı ve ateşi düşürür. Öksürüğü bastıran zencefil aynı zamanda sakinleştirici bir özelliğe sahiptir. 3 santim uzunluğundaki taze zencefil kökünü dilimleyin. 2 bardak su ile karıştırıp 20 dakika boyunca kaynatın. İçine yarım limon suyu ve bal katıp tatlandırın.

YANIKLAR İÇİN: Küçük yanıklar için aynısafa çiçeği ve eşekkulağı karışımından yapılan merhem derinin onarmasını sağlar. Bu karışım küçük yanık ve haşlanmalarda etkilidir. Kızarıklık, şişkinlik, sızıntı gibi belirtiler olduğunda bu karışımın kullanılması tavsiye edilmez. Eşekkulağı deri hücre yenilenmesini hızlandırıp yanık yüzeyini iyileştirerek enfeksiyonlu bölgenin altta kalmasına neden olur.

PAMUKÇUK İÇİN: Ağzınızda pamukçuk olmuşsa yemek yerken çok zorlanırsınız. Bu durumu gidermek için greyfurt özü tüketin. 1 bardak suya 5 damla greyfurt özü damlatıp günde 3 kez ağzınızı bu karışımla çalkalayın.

DİŞ AĞRISI İÇİN: Diş ağrınızı dindirmek için dişinizi 1 damla karanfil yağı ile ovalayın.

KULAK AĞRISI İÇİN: İyi bir bakteri savaşçısı olan sarımsak aynı zamanda bağışıklık sistemi güçlendirir. Ağrıyan kulağa 3 damla sarımsak yağı damlatın. Bunu günde 3-4 defa kulak ağrınız geçinceye kadar tekrar edin. Kulak zarınızda yırtılma varsa bu karışım işe yaramayacaktır. Bu durumda vakit kaybetmeden mutlaka bir kulak uzmanına görünmeniz gerekir.

ALERJİ İÇİN: Alerji gözde sulanmaya neden oluyorsa göz otu kullanın. Göz otu gözün arkasındaki oküler zarları kuvvetlendirerek, göz sulanmasını önler. Günde üç kere 1-4 miligram göz otunu suda eritip için.

ROMATİZMA İÇİN: Romatizma ağrısı için aksöğüt kabuğu önerilir. 1 fincan aksöğüt kabuğu çayı ağrılı eklemleri rahatlatır. Çayını yapmak için 1 çay kaşığı aksöğüt kabuğunu kaynayan suyun içine atıp 15 dakika demlenmesini bekleyin. Kabuklarını süzüp günde 3 kere için. Dulavrat otu ve karahindiba karışımı da romatizma ağrısını dindirir. 1 çay kaşığı dulavrat otu ile 1 çay kaşığı karahindiba kökünü 3 bardak su içine katıp 10 dakika kaynatın. Bu çayı gün boyunca romatizma ağrısından kurtuluncaya kadar için. Tadı biraz acı olabilir. Bu durumda içine bal katıp karışımı tatlandırabilirsiniz.

ASTIM İÇİN: Meyan kökü içinde astım krizini hafifleten bileşenler bulunur. 1 çorba kaşığı dolusu meyan kökünü 1 bardak su içinde 10 dakika boyunca kaynatın. Süzdükten sonra çay gibi sıcak olarak için. Meyan kökünden yüksek tansiyon sorunu olan kişilerin uzak durması gerekir.

SIRT AĞRISI İÇİN: Ağrı kesici, antiseptik yanma giderici öküzgözü yağı aynı zamanda sırt ağrısını giderir. Aktarda çok rahat bulabileceğiniz öküzgözü yağını sırt ağrısını gidermek için sırtınıza sürebilirsiniz.

SEDEF HASTALIĞI İÇİN: Deri hastalıklarına iyi gelen keten tohumu sedef hastalığına da iyi gelir. Yiyecek ve içeceklere günde 1 çorba kaşığı keten tohumu ekleyip tüketebilirsiniz.      

25 Temmuz 2020 Cumartesi

Siyah Çayın Özellikleri


Siyah çay dünya genelinde en çok tüketilen şifalı bitkidir. Çay vücudu; kalp hastalıkları, diyabet ve bazı kanser türlerine karşı korur. Aşırı çay tüketimi kabızlık ve demir eksikliği gibi ciddi sağlık sorunlarına neden olur. Bu yüzden günde 3-5 bardak çay tüketilmesi önerilir.



Siyah Çayın Faydaları


Siyah çay;  kalp ve damar sağlığını korumanın yanı sıra felç ve kalp krizi riskini de azaltır. Siyah çay antioksidan özelliği ile vücudu kansere karşı korur. Damarların sertleşmesini de önleyen siyah çayın böbrek taşı riskini de azaltır.

KEMİKLERİ GÜÇLENDİRİR: Siyah çay kemik yoğunluğunu arttırıp kemikleri destekler, osteoporoz ve arterit riskini azaltır.

DİYABET RİSKİNİ AZALTIR: Düzenli olarak günde 2 fincan siyah çay tüketen kişilerde tip 2 diyabet oluşumu % 70 oranında azalır.

AĞIZ SAĞLIĞINA İYİ GELİR: Siyah çay ağız içinde plak oluşumunu azaltıp diş çürümesine neden olan bakterilerin gelişimini kısaltır. Siyah çayda bulunan polifenler ağız boşluğundaki bakterilerin diş plak oluşturmasını önler. 

STRESİ AZALTIR: Siyah çay içindeki L- theanine rahatlama ve uzun süreli konsantrasyon sağlar. Gün içinde 2 fincan siyah çay içmek stres hormon seviyesini düşürür.

BAĞIŞIKLIK SİSTEMİNİ GÜÇLENDİRİR: Siyah çay içindeki alkylamine antijenleri bağışıklık sistemini güçlendirir. Virüslerle savaşıp vücut için koruyucu kalkan olur.

SİNDİRİMİ DÜZENLER: Siyah çayda bulunan taneler mide ve bağırsak hastalıkları üzerinde iyileştirici etki sağlar. Sindirim sisteminin çalışmasını düzene sokar.

ENERJİ VERİR: Siyah çayda yüksek kafein bulunur. Kafein kan akışına yardımcı olup beyin fonksiyonlarını güçlendirir.  Ayrıca metabolizma ve solunum sistemiyle kalp ve böbrekleri de uyarır.

Siyah Çayın Yan Etkileri


Siyah çayın taze, yeni toplanmış olmasına dikkat edin. Demir eksikliği sorunu olan kişiler yemekten sonra çay içmek için en az 30 dakika beklemesi gerekir. Yaşlılar, hamileler ve çocuklara limonlu çay önerilir. Günde 3 fincandan çok içilmesi önerilmez.  Aşırı çay içmek demir eksikliğine bağlı anemiyi artırır.  Aşırı çay tüketimi çarpıntıya neden olur. Bazı durumlarda kanın pıtılaşmasını yavaşlatır. Yüksek tansiyon sorunu olan hastalara önerilmez.

24 Temmuz 2020 Cuma

SİVİLCELERE İYİ GELEN ŞİFALI BİTKİLER


Sivilceler ergenlerimiz için kimi zaman kâbus haline gelir. Sivilceden kurtulmak için birçok yöntem kullanılır. Sivilceden kurtulmak için uzmanların önerdiği yöntemleri sizler için özel olarak araştırdık. Uzmanların tavsiye ettiği şifalı bitkiler şunlardır:



IHLAMUR: iltihap kapan sivilceleri kurutur. Bir avuç ıhlamuru 1 litre su içine koyup kaynatın. Kaynattığınız karışımı sivilceye sürün. Bu uygulama sivilceden kurtuluncaya kadar uygulanır. Ihlamurun içine papatya koyarak özel bir karışım hazırlayabilirsiniz.

ISIRGAN OTU: Isırgan otu kozmetik sektöründe yoğun olarak kullanılır. Bir bardak su içine 3 tutam ısırgan otu koyup sivilceli bölgeye sürün. Bu uygulamayı dünde en az 2 defa uygulayın. Karışımı pamuk yardımı ile sürün.

LİMON SUYU: Limon suyunu sıkıp pamukla sivilceli bölgeye sürün. Limon içindeki asitler ölü hücrelerin vücuttan atılmasını sağlar. Limon vücudu temizler.
Kaynak su içine limon ekleyip buhar tedavisi yaparak cilt lekelerinden ve sivilcelerden kurtulabilirsiniz. Bu uygulamayı günde 2 defa uygulayın.

ALOE VERA: Cilt temizleme özelliğine sahip aloe vera ile sivilcelerinize elveda diyebilirsiniz. Kozmetik sektöründe yoğun olarak kullanılan aloe vera cilt lekelerini temizler.

AMARANT BİTKİSİ: Amarant bitkisini kaynatıp temiz bir bezle sivilceli alana sürerek kısa sürede sivilcelerinizden kurtulabilirsiniz.



23 Temmuz 2020 Perşembe

SAÇ DÖKÜLMESİNE İYİ GELEN ŞİFALI BİTKİLER



Saç dökülmesi en sık karşılaşılan sağlık sorunlarından birisidir. Saç dökülmesi hep yaşlanmaya bağlanır. Yaşlanma dışında birçok farklı neden saç dökülmesine neden olur. Saç dökülmesini engellemek için şifalı bitkiler dünyasından faydalanabilirsiniz. Sizler için bu yazı dizimizde saç dökülmesini önlemek için yapabileceğiniz basit uygulamaları araştırdık. Sağlam kaynaklar tarayarak, uzman görüşleri alarak bu yazı dizimizi hazırladık.



ZEYTİNYAĞI-HİNDİSTAN CEVİZİ YAĞI: Kan dolaşımını hızlandırıp saç köklerini canlandırmak için zeytinyağı ve Hindistan cevizi yağı karışımını deriye masaj yaparak sürüp 30 dakika sonra ılık su ile durulayın. Bu uygulama saçların dökülmesini engelleyip saçlarınızın daha hızlı uzamasını sağlar.

HİNDİSTAN CEVİZİ YAĞI-ALMA YAĞI: Bu karışım saçların uzamasını, kuru saçların nem kazanmasını, kaşınan saç derisinin iyileşmesini sağlar. Karışımın saç diplerine kadar işlemesi için sabaha kadar bekleyin. Bu işlemi 1 hafta boyunca her gün uygulayın. Saçlarınızın kısa sürede uzadığını göreceksiniz.

SARDUNYA YAPRAĞI: Sardunya yaprağını 30 dakika kaynayan su içine atıp bekleyin. Suyu bir kap içine süzdürüp karışımı haftada 2 kez uygulayın.

MARUL: Bit demet marul yaprağını püre haline getirin. İçine taze sıkılmış ıspanak suyu katın. Bu karışımı haftalık olarak saç derisine uygulayın.

BİBERİYE: 1 tutam biberiye yaprağını kısık ateşte 15 dakika kaynatın. Biber suyunu süzdürüp her gün saçlarınızı durulmak için kullanın. Biberiye suyunu 3 gün buzdolabında muhafaza edin.

HOROZİBİĞİ ÇİÇEĞİ: Horozibiği çiçeğinin yaprağını suyun içine atıp 15 dakika kaynatın. İlaç olarak her gün hazırlayın. Saçları durulamadan 1 saat önce sıcak su ile masaj yapın. Bu uygulama saçların gençleşmesini ve yumuşamasını sağlar.

KINA: Saçları güçlendiren kına ülkemize Hindistan’dan gelmiştir. Saçların parlak ve güçlü görünmesini sağlar. Saç tellerinin kırılmasını engelleyen kına içinde zengin saç bakım ürünleri yer alır.

YONCA SUYU: Saç köklerini besleyen yonca suyu saçların incelmesini engelleyerek saç dökülmesini önler. Sıvısı havuç suyuyla içildiği zaman sakinleştirici olur.




22 Temmuz 2020 Çarşamba

Patates Suyunun Özellikleri


Fitokimyasal ve vitamin açısından zengin olan patates besleyici ve faydalı bir doğal üründür. Başta mide rahatsızlıkları olmak üzere pek çok sağlık sorunlarına çözümünde önemli rol oynar. 



C VİTAMİNİ: Patates suyu yüksek oranda C vitamini içerir. Vücudun demir emmesine ve kan damarlarında kalojen oluşmasına yardımcı olur. İçerdiği C vitamini sayesinde şişkinliği hafifletip ödemi söker atar. Cildi parlatıp tahriş oluşumunu azaltır.

B VİTAMİNİ: Bir bardak patates suyu günlük B-1 ve B-3 vitamin ihtiyacının yaklaşık % 40’ını karşılar. B vitaminleri vücuda giren karbonhidratların glukoza dönüşmesini sağlar. Glukoza dönüşen karbonhidratlar vücudun enerji ihtiyacını karşılar.  B vitamini beyin ve sinir sistemini güçlendirip, karaciğer sağlığını korur.

POTASYUM: Patates potasyum bakımından zengindir. Bir porsiyon patateste 1,46 mg potasyum bulunur. Bu değer bir insanın ihtiyaç duyduğu potasyum miktarının % 31’ini oluşturur.

DEMİR: Patates içinde bol miktarda demir bulunur. Demir vücudu zihinse tutan temel bileşenlerden birisidir. Kan hücrelerinin sağlıklı kalmasını sağlar. Vücut içinde oksijen devir daimine yardımcı olur.

Patates Suyunun Faydaları


ANTİOKSİDAN KAYNAĞI: Patatesler; flavonoidler, karotenoidler ve fenolik asitler bakımından zengindir. Bu bileşikler zararlı molekülleri nötralize eder. Böylece vücut içerisinde antioksidan olarak görev yapmış olurlar. Serbest radikaller olarak bilinen bu zararlı moleküller kalp hastalıkları, diyabet ve kanser gibi tedavisi güç hastalıkların riskini arttırır.

SİNDİRİM SİSTEMİNİ DESTEKLER: Patates özel bir tür nişasta içerir. Vücut bu nişastayı parçalamakta zorlanır. Vücut bu nişastayı parçalayamayıp hepsini emer. Emilen nişasta kalınbağırsaktaki yararlı bakterilerin gelişmesini sağlar.

DOYURUCUDUR: Patatesin besin değeri yüksektir. Doyurucu bir sebzedir. Patates doygunluğu arttırdığı için kilo vermeye yardım eder.

ENERJİ VERİR: Patates içinde bulunan doğal şekerler mükemmel bir enerji kaynağıdır.

ÜLSER TEDAVİSİNE YARDIM EDER: Patates suyu çok iyi bir antasit kaynağıdır. Bağırsaklardaki asidin dengelenmesini sağlar. Mide ülserinin tedavi edilmesine yardımcı olur.

YARALARI İYİLEŞTİRİR: C vitamin kaynağı olan patates suyu kalojen üretimini arttırıp yarların iyileşme sürecini hızlandırır.

HEMOROİDİ TEDAVİ EDER: Çiğ patates suyu şişen hemoroitlerin büzülmesini sağlar. Hemoroit ağrılarını kısa sürede dindirir.

SAÇ SAĞLIĞINA İYİ GELİR: Patates suyu saç sağlığı için çok güçlü bir antioksidandır. Saç derisinde meydana gelen kepek oluşmasını önler. Saç derisi kuruluğu ve iltihap kapmasını önler. Kökten uca patates suyu ile saça masaj yapmak saç tellerini kuvvetlendirip parlak bir görünüm kazanmasını sağlar.


21 Temmuz 2020 Salı

Papatya Çayının Özellikleri


Papatya çayının yaygın olarak kullanılan bir şifalı bitkidir. Hoş kokulu yabani bir bitkidir. Sinüzite karşı en etkili madde olarak bilinir. Güçlü bir antidepresan etkisine sahiptir. Regl döneminde çok etkili bir yatıştırıcıdır. Saç rengini açan papatya saç derisindeki kaşıntıya iyi gelir. Papatyada bulunan Alfa bisabolol maddesi ülsere, Azulene ise mide yanmasına iyi gelir. Anavatanı Türkiye’dir. Önemli bir yan etkisi olmayan papatya geçmişten günümüze en yaygın kullanılan şifalı bitkidir.




Papatya Çayının Faydaları


SOLUNUM YOLU HASTALIKLARINA İYİ GELİR: Soğuk algınlığı, bronşit ve üst solunum yolları hastalıklarının tedavisinde kullanılır. Bitkisel ilaç gibi tüketilen papatya çay olarak da tüketilir.

ZAYIFLAMAYA YARDIM EDER: Kurutulmuş papatya sindirim sistemini uyarıp iştah kaybına neden olur. Zayıflamak isteyenlere diyetisyenler papatya çayını önerir.

ADET AĞRILARINI AZALTIR: Yapılan araştırmalar papatya çayının adet ağrılarını azalttığı gözlemlenmiştir. Ayrıca i kadınların, ağrıya eşlik eden endişe ve sıkıntılarında azalma olduğunu belirtmişlerdir.

DİYABETE İYİ GELİR: Papatya çayı diyabet hastalarında kan şekerini düşürür. Ancak bu papatyanın diyabet ilaçları yerine geçebileceği anlamına gelmez.

KEMİK ERİMESİNİ YAVAŞLATIR: Kemik yoğunluğunun azalmasına kemik erimesi denir. Kemik erimesi kemiklerde kırılma ve şekil bozukluğuna neden olur. Kemik erimesi özellikle kadınlarda menopoz sonrası dönemde görülür. 2004 yılında yapılan bir araştırma papatya çayının anti-östrojenik etkilere sahip olduğu aynı zamanda da kemik yoğunluğunu arttırmaya da yardımcı olduğu gözlenmiştir.

KANSER OLUŞUMUNU ÖNLER: Papatya çayı kanserli hücrelerin gelişimini engeller. 2012 yılında yapılan bir çalışmada kadife çiçeği ve papatya çayının kanserli hücrelerin çoğalmasını engellediği gerçeği tespit edilmiştir.
 
UYKUYU DÜZENE SOKAR: Rahat bir uyku çekmeye yardımcı olur. Uyku sorunu yaşayan 12 hasta üzerinde yapılan deneyde papatya çayı içtikten sonra 10 hastanın rahat bir şekilde uykuya daldığı gözlenmiştir.

SİNDİRİM İÇİN FAYDALIDIR: Papatya çayı mide bulantısı, gaz, kramp gibi birçok sindirim rahatsızlığını tedavi eder. Sindirimi kolaylaştıran papatya çayı anti-inflamatuar özelliği sayesinde ishale karşı koruma sağlar.

SİNÜZİTE İYİ GELİR: Yarım litre su içine 2 tatlı kaşığı kurutulmuş papatya arın. Başınızı havluyla örterek yüzünüzü buhara tutun. Burnunuzdan nefes alıp vermeye başlayın.






20 Temmuz 2020 Pazartesi

Pancar Suyunun Genel Özellikleri


Tatlı bir kök sebzesi olan pancar son yollarda gıda sektöründe yoğun olarak kullanılmaya başlandı. Lif bakımından zengin olan pancar çok iyi bir besin kaynağıdır. Antioksidan ve mineral içeren pancar bağırsak sağlığına iyi gelir. Egzersiz kapasitesini yükselten inorganik nitrat içerir. Salatalara ve bazı tatlılara karıştırıldığında lezzet verir. Turşusu ve salatası yaygın olarak tüketilir. Pancar suyu içerdiği yüksek miktardaki inorganik nitrat kan akışını güçlendirip kan basıncını düşürür. İçerdiği C vitamini, A vitamini, folik asit, magnezyum ve fosforla vücudun günlük vitamin ve mineral ihtiyaçlarının bir kısmını karşılar.


Pancar Faydaları


TANSİYONU DÜŞÜRÜR: İnorganik nitratlar bakımından zengin olan pancar kan basıncını düşürür. Kalp hastalıkları veya felç riskini azaltır.

DİYABET SEMPTOMLARINI AZALTIR: Pancar, alfa-lipoik asit adı verilen antioksidan içerir. Bu bileşik glukozu düşürüp insülin direncini arttırır. Diyabet kan damarlarına zarar verir.

EGZERSİZ KAPASİTESİNİ ARTTIRIR: Nitratlar yüksek yoğunluklu çalışmalar sırasında fiziksel performansı arttırır. Besin yoluyla alınan nitratlar, enerji üretiminden sorumlu hücre organı mitokondriyi etkileyerek fiziksel egzersiz sırasında oksijen kullanımını azaltır.

KANSER OLUŞUMUNU ÖNLER: Pancarlara zengin renklerini veren betalainler suda çözünebilen antioksidanlardır. 2014 yılında yapılan bir araştırmaya göre betalainler bazı kanser hücrelerine karşı önleyici davranışlar sergilemiştir. Betalainlerin, vücuttaki dengesiz hücreleri yok etmeye yardımcı serbest radikalleri temizler.

SİNDİRİM SİSTEMİNE YARDIMCI OLUR: Yeterince lif tüketmek sindirim sistemini korumak için önemlidir. Bir fincan pancar 3.81 gr lif içerir.

KARACİĞERİ KORUR: Kötü beslenme, aşırı alkol tüketimi, toksik maddelere maruz kalma ve hareketsiz yaşam tarzı karaciğere aşırı yük bindirir. Pancardaki betain, karaciğerde yağ birikmesini önler.

Pancar Nasıl Tüketilir?


Pancarın çiğ halde suyunu çıkartıp sebze ve meyve karışımları yapabilirsiniz. Çiğ pancarları rendeleyerek veya dilimleyerek salataya ekleyebilirsiniz. Pancarı haşlayarak turşusunu yapabilirsiniz. Çiğ pancarları dilimleyip üzerine limon suyu sıkarak lezzetlendirebilirsiniz.

Pancar Zararları Nelerdir?


Pancar yedikten sonra idrar ve dışkınız kırmızı ve pembemsi renge dönüşür. Tansiyon sorunu olanlar pancardan uzak durması gerekir. Pancar tansiyonunuzun düşmesine neden olur. Pancarda, oksalat miktarı yüksektir. Bu yüzden fazla tüketildiğinde böbrek taşına neden olur. Saf pancar suyu tüketmek kalp atış hızını arttırır. Aşırı tüketimi karaciğer zehirlenmesine, ishale veya kusmaya neden olur.


19 Temmuz 2020 Pazar

Limonun Genel Özellikleri


Ilıman iklim bölgelerinde yetişen odunsu gövdeye sahip beyaz çiçekli çok yıllık bir bitkidir. Yapraklarında ve meyvesinde uçucu yağlar bulunur. Limon kokusunu bu uçucu yağlardan alır. Limon ülkemizde Ege ve Akdeniz bölgelerinde yaygın olarak yetişir. Limon yüksek oranda C vitamini içerir. Doğal bir antibiyotik kaynağıdır. Soğuk algınlığı, grip gibi hastalıklara karşı vücudun direncini arttırır. Başta enfeksiyon olmak üzere, yüksek tansiyona, anemi ve astıma karşı vücudu korur.

Limonda bulunan antioksidanlar kanserli hücrelerin gelişmesine engel olur. Pektinden oluşan lifli yapısı böbrek taş oluşumunu ve iltihaplanmayı önler. Pektin aynı zamanda toksik maddelerin etkisini azaltır. İçerdiği potasyum hücrelerin düzgün çalışmasını sağlar. Limon kabukları antiseptiktir. Karaciğeri korur ve solunum yolu hastalıklarına iyi gelir. Limon suyu hazımsızlığı giderip ateş düşürür.

Limonun büyük bir kısmı su ve karbonhidratlardan oluşur. Sağlıklı bir diyet lifi olan pektin içerir. Limonda bulunan lifin yarısı pektinden oluşur. Limon içinde sitrik asit (limon tuzu), hesperidin (P vitamini), diosmin, eriocitrin ve D-limonen gibi antioksidanlar bulunur.



Limonun Faydaları Nelerdir?


BÖBREKLERE İYİ GELİR: Limonun sitrik asitli yapısı idrar hacmini ve idrar pH’ını artırarak böbrek taşı oluşumunu engeller. Limonda bulunan hesperidin böbrekleri korur.

İNME RİSKİNİ DÜŞÜRÜR: kadınlarda iskemik inme (kan akışını durduran bir kan pıhtısı) riskini azaltır. Kandaki düşük C vitamini düzeyleri özellikle fazla kilolu ve yüksek tansiyona sahip kişilerde inme riskini arttırır.

KANSERLE SAVAŞIR: Limonda bulunan hesperidin antioksidan serbest radikallerle savaşır. vücudun savunma sistemini uyarıcı özellikler gösterir. Limonun kabuğunda bulunan d-limonen bileşiğinin tümör küçültücü etkisi olduğu ve hücreleri programlı ölüme (apoptoz) götürebileceği gösterilmiştir. Pankreas, mide, cilt ve akciğer kanserinin büyümesini yavaşlatır. Limondaki lif pektin kolon ve meme kanserinin büyümesini yavaşlatabilir. Ayrıca yüksek miktarda ve düzenli C vitamini tüketimi de oksidatif stresi önlemeye yardımcıdır.

ALERJİK ASTIMI ÖNLER: Alerjik hastalıkların vücuttaki aşırı oksidatif stres ile ilişkilidir. Limonda bulunan flavonoidler serbest radikalleri temizleyip alerjik reaksiyon riskini azaltır. Alerjik astım gibi hastalıklara neden olan iltihap oluşumunu engeller.

ANEMİYE İYİ GELİR: Anemi demir eksikliğinden kaynaklanır ve menopoz öncesi kadınlarda yaygın olarak görülür. Limonun C vitamini bakımından güçlü yapısı demir emiliminin artmasını sağlar.

BAĞIŞIKLIK SİSTEMİNİ GÜÇLENDİRİR:  Limonda bulunan pektin bağışıklık sistemini canlandırır. Hesperidin bileşiği merkezi sinir sistemi hastalıklarını tedavi eder.

SİNDİRİM SİSTEMİNİ KORUR:  Limonda bulunan çözünebilir lif pektin bağırsakların çalışmasını düzene sokar. Şeker ve nişastaların sindirimini yavaşlatıp kan şekerini dengeler. Kabızlığı önlemek için de limon suyu tüketilir.  Güne başlarken sıcak suya sıkılan yarım limon suyunu taze nane ile içmek sindirim sistemini rahatlatır.

KALP SAĞLIĞINA İYİ GELİR: Limonda bulunan hasperidin damarsal koruma sağlar. Naringin ise damar sertliğini önler. Potasyum minerali kalp hastalıkları ve kötü kolesterol risk faktörünü azaltır. Düzenli C vitamini alımıyla kardiyovasküler hastalıklara yakalanma riskiniz düşer.

HİPERTANSİYONU ENGELLER: Her sabah aç karnına tüketilen limonlu su kan damarlarını yumuşatarak hipertansiyonu engeller.

KEMİK ERİMESİNE İYİ GELİR: İçerdiği C vitamini, kalsiyum, magnezyum ve potasyum sayesinde kemik erimesini önler. Potasyum, metabolik asitleri nötralize ederek kemik sağlığını destekler.

GRİBİN ETKİLERİNİ YOK EDER: Bağışıklık sistemini güçlendiren limon anti viral ve anti bakteriyel özelliklere sahip doğal bir antioksidandır. Bu özellikleriyle soğuk algınlığı veya gripten korunmak için mükemmel bir şifalı bitkidir. Balgam, boğaz ağrısı ve öksürük tedavisinde etkilidir. Limonun suyu ve balı karıştırarak içmek öksürük ve boğaz ağrısını azaltır.

İDRAR SÖKTÜRÜR: Ilık su içine atılan limon idrar çıkışını arttırır. Bu sayede su tutulumu olan kişilere fayda sağlar. İdrar atımıyla vücuttan toksinlerin ve zararlı bakterilerin atılımı gerçekleşir.

SOLUNUM SORUNLARINA İYİ GELİR:  Limon suyu zengin bir C vitamini kaynağı olan limon solunum bozukluklarının düzelmesine yardımcı olur.

ATEŞİ ÖNLER: Limon suyu nezle grip gibi nedenlerle ateşi olan kişilerin ateşinin düşmesine yardımcı olur. Terlemeyi arttırarak ateşi kırar.

DİŞ BAKIMI SAĞLAR: Limon suyu diş ağrısını hafifletir. Diş etlerine masaj yapmak diş eti kanamasını durdurur. Diş eti hastalıkları sonunda ortaya çıkan kötü kokuyu ortadan kaldırır.

YANIKLARI GİDERİR: Cilt üzerindeki yanma hissini azaltan limon yanık izlerinin solmasına yardımcı olur.

KANAMAYI DURDURUR: Limon antiseptik ve pıtılaşma özelliğine sahiptir. Küçük bir pamuk topuna limon suyu konup burun içine yerleştirilmesi burun kanamasını durdurur.

İYİ BİR TEMİZLEYİCİDİR: Limon suyu yağları çözer. Ferahlatıcı kokusu ile etkili bir temizlik ürünüdür.

CİLT SAĞLIĞINI KORUR: Limon doğal bir antiseptik bir ilaçtır. Güneş yanık ağrısını azaltır. Sivilce ve egzamaya iyi gelir. Yaşlanma karşıtı olarak kırışıklıkları ve siyah noktaları giderir.

SAÇLARI KUVVETLENDİRİR: Limon suyu kepek ve saç dökülmesine iyi gelir. Saça doğal parlaklık verir. Saçın yağ dengesini korur. Limon suyunu saç diplerine yedirerek saçları bakteriden ve mikroplardan temizler.

Limonun Zararları Nelerdir?


Limon fazla tüketilirse diş eti kanamasına yol açar. Sinir sistemine zarar verir. Limonu saf olarak cilde sürmek cildin tahriş olmasına neden olur. Özellikle açık tenli kişiler dikkatli olmalıdır. Ağzında yara olanlar limon tüketirken dikkatli olmalıdır. Limondaki asit mide asidi ve gastrite neden olabilir. Gıda alerjisi olanlarda kızarık, kaşıntı, şişlik ve kurdeşene neden olur. Limon hamile ve emzirme sürecinde olan kadınlara tavsiye edilmez.


18 Temmuz 2020 Cumartesi

Kuşkonmaz Nedir?


Yüksek besin değerine sahip olan kuşkonmaz antioksidan ve anti-inflamatuar bakımından zengin bir şifalı bitkidir. Vitamin ve mineral deposu olan kuşkonmaz ülkemize Hint kültüründen gelmiştir. Yemeklere katılarak tüketilir. Kalp damar hastalıkları, üreme sorunları, bağışıklık ve kemik sağlığı için çok faydalıdır. Afrodizyak etkisi ile depresyona karşı etkili bir bitkidir. İdrar yolu sağlığını koruyup serbest radikallerin etkisini azaltır. folik asit (B9 vitamini) içerdiği için uzmanlar hamilelik döneminde tüketilmesini önermez. Kuşkonmazda çok düşük miktarda yağ bulunur. Bu yüzden kalorisi azdır ve kolesterol yapmaz. Demir ve çinko mineralleri açısından zengindir. İçeriğinde A, C, E, K, B2, B3, B5, B6, B9 vitaminleri bulunur. Zengin bir diyet lif kaynağı olan kuşkonmaz; potasyum, magnezyum, kalsiyum ve fosfor bakımından zengindir.



Kuşkonmaz Nasıl Kullanılır?


Besleyici ve lezzetli bir bitki olduğu için günlük beslenmeye dahil etmesi kolaydır. Filizleri meze olarak tüketilir. Tomurcukları yenen kuşkonmaz ızgara, kavurma ve sote olarak garnitür ve salatalarda kullanılır. Filizler tatlarını kaybetmeden önce düz ve sağlam olanlar seçilir. Konserve olarak da hazırlanır.

Kuşkonmazın Faydaları Nelerdir?


HAMİLELİĞE FAYDA SAĞLAR: İçindeki yüksek B9 vitamini içeren kuşkonmaz doğum kusurları riskini azaltır. B9 vitamin eksikliğinde öğrenme güçlüğü, bağırsak ve mesane kontrol kaybı ve otistik bozukluklar görülür. Yarım bardak kuşkonmaz hamile kadınların günlük folik asit ihtiyacının % 22’sini karşılar.

KANSERE KARŞI VÜCUDU KORUR: Mor kuşkonmaz, meyve ve sebzelere kırmızı, mavi ve mor renk tonlarını veren antosiyaninlerle doludur. Antosiyaninler vücudun serbest radikallerle savaşmasına yardımcı olur. Pişirilmesi kanserle mücadele potansiyelinin aktif hale getirir.

İDRAR YOLU ENFEKSİYONUNU ÖNLER: İçerisinde asidik asit idrarı uyarıp böbrek taşlarını çözer. Doğal bir idrar söktürücüdür. Vücuttaki aşırı tuz ve toksik sıvıdan kurtularak vücuttaki ödemi atar.

SİNDİRİM SİSTEMİNİ KORUR: Bağırsak hareketlerini destekleyen lif bakımından zengindir. Az miktarda çözünen lif içerir. Bağırsaktaki dost bakterileri çoğaltır. Metabolizma için önemli bir prebiyotik olan ve insülin içerir. İnsülinler vesin maddelerinin bağırsaklarda emilmesini sağlar. Mide kanserini önler. Hazımsızlık tedavisinde kullanılır.

ZARARLI KOLESTEROL SEVYESİNİ DÜŞÜRÜR: Antioksidan bakımından zengin olan kuşkonmaz kandaki yağ oran yüksekliğini giderir. Kuşkonmazdaki diyet lifi ve niasin zararlı kolesterol seviyesini azaltır.
TANSİYONU DÜŞÜRÜR: Yüksek tansiyonu düşüren mineral ve potasyum içerir. Potasyum kan damarlarının duvarlarını genişletip idrar yoluyla fazla tuzun atılmasını sağlayarak kan basıncını azaltır.

DİYABETE İYİ GELİR: Kuşkonmazda bulunan antienflamatuar besinler, tip 2 diyabet ve kronik rahatsızlık riskini azaltır. Vücudun kan şeker seviyesini düzenler. İnsülin salgılanmasını artırarak anti-diyabetik etki gösterir.

DEPRESYONU HAFİFLETİR: Kuşkonmazda bulunan lityum, vücuttaki sodyum akışını etkiler. Saldırganlık, hiperaktivite ve öfke gibi manik depresyon tedavisinde kullanılır. Kuşkonmaz hafızanın güçlendirilmesine ve östrojen salgılanmasının artmasına yardımcı olur. Sinir sistemi üzerinde olumlu bir etkiye sahiptir.

Kuşkonmazın Zararları Nelerdir?


Kuşkonmaz içinde bulunan rafinoz adlı karbonhidrat gaza neden olur. Zambak ailesine alerjisi olanlar kullanırken alerjik reaksiyona dikkat edin. Gut ve böbrek taşı rahatsızlığı olanlar pürin içeriğinden dolayı dikkat etmesi gerekir. Kuşkonmaz tükettikten sonra idrardan zararsız tuhaf bir koku gelebilir.



17 Temmuz 2020 Cuma

Kuşburnunun Özellikleri


Soğuk kış aylarında soğuk algınlığı yaşayanların en çok tükettiği bitki çaylardan birisi kuşburnudur. Soğuk algınlığı üşütme gibi durumlara karşı vücudu koruyan kuşburnunu günde 2 defa kullanmak gerekir. Ülkemizin her bölgesinde yabani olarak yetişen kuşburnu halk arasında yabani gülü, itburnu olarak bilinir. Kuşburnu meyvesi çilek gibi yalancı bir meyvedir.



Kuşburnu Çayının Faydaları


Kuşburnu meyve suyu ve çay olarak yaygın şekilde kullanılır. Sert ve çekirdeksiz olan kuşburnunda C vitamini,  sitrik ve malik asitler, pektinler, prosiyanidinler, kateşinler, flavonoitler gibi maddeler bulunur.

SOĞUK ALGINLIĞINI ÖNLER: Soğuk algınlığı ve üşütme gibi durumlara karşı vücudu korur. Günde 2 defa en az 2,5 gr tüketilmesi önerilir. Çay olarak tüketildiğinde 2-3 poşet çay tüketmek gerekir.

KANSIZLIĞA İYİ GELİR: Kadınlarda ve çocuklarda demir eksikliğine bağlı kansızlık görülür. Kuşburnu besinlerden aldığımız demiri serbest hale getirip vücudun kullanmasına yardımcı olur. Böylece demir eksikliğine bağlı kansızlığı önler.

GÖZLERİ KORUR: Kuşburnu bulunan likopen katarak ve diğer göz hastalıklarının ilerlemesini önler.

CİLDİ GÜZELLEŞTİRİR: A vitamini açısından zengin olan kuşburnu cildin elastikiyetini koruyup yaşlanmayı geciktirir. Yara izi ve aknelerin iyileşmesini hızlandırır. Kuşburnu çekirdekleri cilde canlılık kazandırır. Güneş kaynaklı yanıklara fayda sağlar.

BAĞIŞIKLIK SİSTEMİNİ GÜÇLENDİRİR: Yapısında C vitamini, polifenol ve antioksidanlar sayesinde bağışıklık sistemini güçlendirir. Zengin minerallere sahip olan kuşburnu vücut direncini arttırır. Sinir sisteminde hücrelerin yenilenmesini sağlar.

KABIZLIĞI ÖNLER: Her mevsim yetişen kuşburnu kabızlık şikâyetleri için doğal bir şifa kaynağıdır. Bağırsak parazitlerini düşürüp kabızlığı giderir.

KANSERE KARŞI KORUR: Sağlıklı hücreleri kanserli hücrelere çeviren serbest radikallere karşı güçlü bir koruyucu olan kuşburnu içindeki antioksidanlarla kanser hücrelerinin büyümesini ve gelişmesini önler.

KÖTÜ KOLESTROLÜ DÜŞÜRÜR: Kandaki kötü kolesterolü düşürüp iyi kolesterolün yükselmesini sağlar. Bu özelliği ile vücudu kalp ve damar hastalıklarına karşı korur.

Kuşburnu Tüketilirken Nelere Dikkat Edilir


5 adet kuşburnunu ezip çatlatın. 1 bardak kaynar su içinde 10 dakika demleyin. Demlerken demliğin kapağını kapalı tutun. Uzun süre kaynatırsanız içindeki C vitamini kaybolur. Karışımı yemeklerden 1 saat sonra için. Vitamin ve minerallerden tam anlamıyla faydalanmak için karışımı hazırladıktan sonra 5 dakika içinde tüketin. Kuşburnunu saklarken mutlaka ışıktan koruyun. Saklamayı can kavanozlarda yapın.



16 Temmuz 2020 Perşembe

Kırmızı Pancarın Özellikleri


Kırmızı pancar besleyici ve faydalı bir bitkidir. Doğal antioksidan kaynağı olan pancar kansere karşı koruyucudur. İçerisinde bol miktarda protein, lif ve C vitamini içerir. Düzenli tüketildiği zaman bağışıklık sistemini destekler. Kalp ve beyin sağlığını koruyup sindirim sistemini düzene sokar. Çiğ yenebilen kırmızı pancar yemeklere sebze olarak katılır. Turşusu ve salatası yapılır. Birçok hastalığa karşı koruyucudur. Zayıflamaya yardımcı olduğu için diyet listelerinde yer alır. Bol sodyum içerdiği için aşırı tüketilmesi önerilmez. Kırmızı pancar ıspanakgiller ailesinden bir sebzesidir. Folat, magnezyum, potasyum, fosfor, demir ile A, B6 – B12, C ve K vitaminleri içerir. Kalp damar sağlığı için çok faydalıdır. Kalori değeri düşüktür. Her mevsim bolca tüketilebilir. 100 gram kırmızı pancar 44 kalori içerir.



Kırmızı Pancarın Faydaları


TANSİYONU KONTROL ALTINA ALIR: Kırmızı pancar tansiyonu kontrol altına alır. Kalp krizi, kalp yetmezliği inme gibi hastalık riskini azaltır. Kırmızı pancar tansiyonu 4-10 mmHG düşürür. İçerisinde bulunan yüksek nitrat konsantrasyonu sayesinde kan basıncı düşürücü etkisi vardır. Tansiyona olan olumlu etkisinden faydalanmak için düzenli tüketmek gerekir.

İLTİHAP VE ÖDEMLE MÜCADELE EDER: Kronikleşmiş ödem ve iltihabı giderir. Kırmızı pancar doğal bir anti-enflamatuar olan betalain pigmentlerini içerdiği için vücuttaki ödemin atılmasına yardımcı olur.

SİNDİRİM SİSTEMİNİ DÜZENLER: Sindirim sisteminin düzenli çalışması için lifli besinler tüketmek gerekir. Lifli besinler tüketmek bağırsak içindeki yararlı bakterileri besler, kolonları temizler. Lifli besinler kabızlık oluşumunu engeller. Kolon kanseri ve tip 2 diyabet gibi kronik hastalık riskini azaltır.

BEYİN SAĞLIĞINI KORUR: İnsanlar yaşlanmaya başladıkça zihinsel ve bilişsel işlevleri yavaşlar. Bazı kişilerde bu yavaşlama bunamaya neden olur. Beyine yeterli oksijenin gitmemesi ve kan dolaşımının olmaması sinirlere zarar verir. Kırmızı pancar içindeki nitrat kan damarlarını genişletir. Böylece beyine giden kan akışını arttırarak zihinsel aktiviteleri hızlandırır. Pancar beynin ön lobuna taşınan kan miktarını arttırır. Böylece kişinin karar verme yetisi, düşünme becerisi ve hafızası gelişir.

KANSERE KARŞI KORUYUCUDUR: Kırmızı pancar antioksidan ve anti-inflamatuar özelliği ile kansere karşı savaş açar. Meme kanseri olan kanser hücrelerinin çoğalmasını yavaşlatır.

ZAYIFLAMAYA YARDIMCI OLUR: Düşük kalorili yüksek besin değeri olan kırmızı pancar kilo vermek isteyenler için çok uygun bir sebzedir. İçinde yüksek oranda su, protein ve lif içerir. Sindirim sistemini düzenleyici etkisi ile ödemleri kurutur.

Kırmızı Pancarın Zararları


Kırmızı pancarın aşırı ve orantısız tüketimi bazı sağlık sorunlara yol açabilir. Kırmızı pancarı ölçüsüz tüketenlerde; kalsiyum seviyesinde düşüş, ciltte kızarma, böbreklerde tahribat, kan basıncında düşüş, kan şekerinde dalgalanmalara neden olur.

15 Temmuz 2020 Çarşamba

Kediotunun Genel Özellikleri



Kediotunun çiçekleri parfüm yapımında kullanılır. Kökleri ise rahatlatıcı ve uyku verici etkiye sahiptir. Menopoz, adet öncesi sendromu, baş ve kas ağrısına iyi gelir. Kediotu kökü ekstresi kapsül veya sıvı formda takviye olarak kullanılır. Ayrıca çay olarak da tüketilir. Boyu 0,5- 1,5 metre arasında değişir. Yaz mevsiminde beyaz, mor veya pembe çiçekler açar. İçeriğindeki güçlü bileşenlerden dolayı keskin bir kokusu vardır. Asya ve Avrupa’ya özgü olan kediotunun 250 den fazla türü var. Ülkemizde Erzurum, Kars, Ağrı çevresinde yetiştirilir.




Kediotunun Faydaları Nelerdir?


KORKU VE KAYGIYI ÖNLER: İçeriğindeki valeranik asit beyindeki GABA reseptörlerini etkileyerek, stres, korku ve kaygıyı önler. Anksiyolitik (kaygı ve korku giderici) ilaç gibi etki eder.

KAS KASILMASINI ÖNLER: İçerdiği izovalerik asit istemsiz kas kasılmalarını yok eder. Kediotu iyi bir kas gevşeticidir. Bu özelliğiyle adet ağrısı ve şiddetli uterus kasılmasını azaltır.

UYKU ARTTIRIR: İçerdiği linarin ile uykusuzluk sorununu giderir. İçindeki hesperidin iyi bir yatıştırıcıdır. İridoidler de sakinleştirici etki oluşturur. Uykusuzluk sorunu yaşayan yetişkinlerin derin uykuya hızlı geçiş yapmalarını sağlar. Uzun süre kullanılan kediotu uykuda geçirilen süreyi arttırır.

AĞRILARI DİNDİRİR: Kediotu sinir sistemi üzerinde doğal bir ağrı kesici etkisi vardır. Hayvanlarla yapılan çalışmalarda analjezik etkisi olduğu tespit edilmiştir. Siyatik ağrısına iyi gelir.

KALP SAĞLIĞINI KORUR: Kediotu kan basıncını düzeltip kalp krizi riskini azaltır. Hesperidin maddesi kan damarlarını açarak kalp sağlığına katkı sağlar. Hipertansiyona iyi gelir. Düz kas üzerindeki gevşetici etkisinden dolayı kalp çarpıntısını giderir.

DİKKAT EKSİKLİĞİNİ GİDERİR: Yapılan araştırmada dikkat eksikliği çeken 5-12 yaş çocuklarında kediotu dikkat eksikliğinde görülen endişe, huzursuzluk, dürtüsellik, konsantrasyon zorluğu ve obsesif davranışları önlediği tespit edilmiştir.

Kediotu Nasıl Kullanılır?


Kedi otu aktarlarda kurutulmuş ve toz halinde bulunur. Kediotu bitkinin köklerinden ya da saplarından elde edilir. Kuru kökler çay, kapsül ve tablet şeklinde satılır. Etkisini 2 hafta düzenli olarak kullanınca görebilirsiniz. Tıpta uykusuzluk ve kaygı tedavisinde kullanılır. Kediotu kökü uyku için kullanılacaksa uykudan 1 saat önce kullanılmalıdır. 3 yaşından büyük çocuklar için meyve suyu veya süte karıştırarak verilir. İki çay kaşığı kediotu 2 bardak su içine katılır. 1 tatlı kaşığı şeker ve bal ile tatlandırılır.

Kediotunun Zararları Nelerdir?


Kediotu tüketimi sonucunda bazı durumlar ortaya çıkabilir. Baş ağrısı, baş dönmesi, mide bulantısı, huzursuzluk, gibi durumlar görülebilir. Kedi otu bazı ilaçlarla etkileşime girerek etkilerini azaltabilir ya da arttırabilir. Alkol ve antidepresan kullananlar, karaciğer kaynaklı hastalığı olanlar, dikkat gerektiren işlerde çalışanlar, hamile ve emziren kadınlar, 3 yaş altı çocukların kullanılması önerilmez. Anestezi etkisini azaltacağı için ameliyattan 1 hafta önce kullanmayı bırakın.


14 Temmuz 2020 Salı

Keçiboynuzunun Özellikleri


Keçiboynuzu halk arasında harnup olarak bilinir. Baklagil ailesinden olup Akdeniz ikliminin hakim olduğu yerlerde yetişir. Meyvenin ham hali parlak yeşildir. Kurumaya başladıkça kahverengi renge dönülür. İçi tatlı olan keçiboynuzu yenilebilir. İçinde 5-10 tane sert kahverengi tohum bulunur. Sonbahar aylarında hasadı yapılır. Pek çok gıda ürününün içine katılan keçiboynuzu ilaç yapımında da kullanılır. Antioksidan, anti bakteriyel ve antiseptik özelliklere sahiptir. Bağışıklık sistemini güçlendirir. Kanserden kalp damar hastalıklarına kadar birçok hastalık için şifa kaynağıdır.

Keçiboynuzu Nasıl Tüketilir?


Keçiboynuzu meyve olarak yenilebildiği gibi, çeşitli işlemlerden geçirilerek sıvı konsantre olarak da tüketilir. Çekirdekleri öğütülerek elde edilen keçiboynuzu tozu kakao ve kahve yerine kullanılır. Keçiboynuzu pekmezi yapılır.

Keçiboynuzunun İçerdiği Vitamin ve Mineraller


Doğal bir antioksidan olan keçiboynuzu; A, B2, B3, B6, B12, C, D, E, K vitaminleri içerir. Yüksek enerji veren keçiboynuzu; Sodyum, potasyum, demir, magnezyum, manganez, çinko, bakır, fosfor, selenyum mineralleri bakımından zengindir. Yüksek oranda doğal şeker ve lif içerir.



Keçiboynuzunun Faydaları


KEMİK ERİMESİNİ ÖNLER: Sütten 3 kat daha fazla kalsiyum içeren keçiboynuzu kemik gelişimine büyük katkı sağlar. Özellikle kemik erimesi sorunu olanlara tavsiye edilir.  Çocuklarda kemik gelişimini destekler.

ZAYIFLAMAYA YARDIM EDER: Verdiği tokluk hissi ile zayıflamaya yardımcı olur. Kan şekerini ve tansiyonu düzenler.

CİNSEL İSTEĞİ ARTTIRIR: Afrodizyak etkisiyle cinsel performansı artırıp iktidarsızlığı engeller. Erkeklerde sperm ve kadınlarda yumurta sayısını arttırdığı için kısırlık sorununun çözümüne yardımcı olur.

KALP DAMAR SAĞLIĞINI DESTEKLER: İçeriğindeki yüksek lif oranı LDL -kötü kolesterol– seviyesini düşürüp; tansiyon, damar tıkanıklığı, kalp krizi, felç-inme gibi hastalıkların oluşma riskini azaltır. Ayrıca kandaki trigliserid miktarını düşürür.

KANSERDEN KORUR: Keçiboynuzu çekirdek özünde bulunan polifoneller serbest radikallerle savaşarak rahim ağzı ve akciğer kanseri gibi kanser türlerini engeller.

ENFEKSİYON GELİŞİMİNİ ÖNLER: Zengin bir antioksidan kaynağı olan keçiboynuzu zararlı bakterilerin üremesini önler. Kurt, solucan, bağırsak parazitlerinin vücuttan atılmasına yardımcı olur. Mide ve bağırsaklarda oluşan enfeksiyonları önler. Mevcut enfeksiyonların iyileşme sürecini de hızlandırır. Alerjik astım, bronşit, soğuk algınlığı, grip gibi rahatsızlıkları tedavi eder.

SİNDİRİME YARDIMCI OLUR: Lifli bir meyve olduğu için sindiririm sistemini korur. Mide sıvısı salgılanmasını hızlandırır. Bağırsak hareketlerini destekler. İshale karşı etkili olan keçiboynuzu ani gelişen ishal durumlarında destekleyici olarak kullanılır.

KAN ŞEKERİNİ DENGELER: Şeker ve kalori miktarı çok düşük olan keçiboynuzu kan şekerini düzenler. Diyabet hastalarının halsizlik sorununu gideren faydalı bir besindir. Kullanmadan önce mutlaka uzmana danışmak gerekir.

BRONŞLARI AÇAR: Keçiboynuzu özü bronşları açıp göğsü yumuşatır. Göğüs ağrılarını azaltıp balgamı söker.

DİŞLERİ GÜÇLENDİRİR: Keçiboynuzu diş etlerini koruyarak dişlerin güçlenmesini sağlar.

YAŞLANMAYI GECİKTİRİR: Cildin yaşlanma etkilerini azaltarak cilde parlaklık kazandırır.

Keçiboynuzu Pekmezi Nasıl Yapılır?


Kurutulmuş keçiboynuzları iyice yıkanır. Yıkanan keçiboynuzunu bölüp ezilir. Ezilen keçiboynuzu bir tencere içine alınır. Üzerine su eklenip 2 gün beklenir. Bekleme işinden sonra 1 saat kadar kaynatılır. Tülbent yardımıyla kuvvetli bir şekilde sıkılıp posası ayrılır. Ayrılan suya keçiboynuzu ağırlığınca şeker ve limon eklenip 8 saat boyunca orta ateşte pişirilir. Yüksek ateş keçiboynuzunun değerinin düşmesine neden olur. Karışımı karıştırmamak ise tencerenin dibinin tutmasına neden olur. Pekmez soğumaya bırakılır. Soğuma işleminden sonra kavanozlara katılıp serin bir ortamda korunur.

Keçiboynuzu Nasıl Yenir?


Keçiboynuzu alırken taze olmasına, az kırılmış ve aşırı büyük olmamasına dikkat edin. Kabuğu serttir bu yüzden ılık suda bekletip yumuşatabilirsiniz. Çekirdeklerini yemeyin. 5 dakika kaynatılmış suda bekletip çay olarak da içebilirsiniz. Çekirdeğini öğütüp kavurarak kafeinsiz kahve olarak içebilirsiniz.

Keçiboynuzunun Zararları Nelerdir?


Keçiboynuzu düşük risk içeren bir yiyecektir. Pek bir yan etkisi olmamasına karşın aşırı tüketiminde bazı durumlar ortaya çıkabilir. Aşırı tüketilmesinde mide bulantısı ve baş dönmesi görülür. Lifli bir gıda olduğu için müshil etkisi yapabilir. Hamilelik döneminde alırı kullanımı sakıncalıdır.  Diyabet hastalarına ve kan inceltici ilaç kullanan kişilere tavsiye edilmez. Çocuklara verilmeden önce mutlaka çocuk doktoruna danışmalısınız. Fındık ve baklagil alerjisi olan kişiler keçiboynuzu çekirdeğinden elde edilen ürünleri dikkatli tüketmesi gerekir.